Anadolumuzda çorbalara, pilavlara ve yemeklere sık koyduğumuz kemik suyu, tavuk suyu, et suyu enfes lezzet vericidir.
Kırmızı etlerin veya tavuk etlerinin tane karabiber, havuç ve kuru soğan eklenerek kısık ateşte 1,5-2 saat pişirildikten sonra süzülmesiyle elde edilen kısmına et veya tavuksuyu denilmektedir. Pişirme sırasında etin dokusunda bulunan yağ hücreleri kırılır, erir ve etlerin yapısında bulunan kolajenin hidrolizi sonucu jelatinle beraber jelimsi yapı oluşur ki bu nedenle et suları B grubu vitaminlerinden de zengindir.
Kemik suyu ise kırmızı etin veya tavuk etinin sadece ke miklerinin elma sirkesi, tuz ve tane karabiberle yine uzun süre kısık ateşte kaynatılarak elde edilen suyun adıdır. Çoğu zaman
4-24 saat kadar kaynatılması önerilir. Kemik suyunun lezzetini artırmak kaynama sırasında kuru soğan, sarmısak, maydanoz, defneyaprağı, havuç, kereviz ve limon kabuğu gibi malzemeler de kullanılabilmektedir. Yemeklere eklenmekle birlikte daha çok toplumumuzda kemik ve eklem hastalıklarında tedavi edici olarak tercih edilmektedir. Ayrıca hem ülkemizde hem de dünyanın birçok yerinde pastörize kemik sularının marketlerde yer aldığını, birçok et restoranının da günlük taze kemik suyu hazırlanıp sattığını da söylemeliyim. Kemik suyunun son dönemde yoğun bir şekilde tercih edilmesinin en önemli nedeninin de hekimlerin kemik ve eklemleri güçlendirdiği, yüksek oranda kolajen içerdiği için cildi güzelleştirdiği, kışın içildiğinde bağışıklığı güçlendirdiği ve sindirim sistemini düzenleyerek gazı, şişkinliği yok ettiğini söylemeleri diyebiliriz. Söylemler bu yönde iken 2015 yılında Harvard Tıp Fakültesi’nin Halk Sağlığı Bilgilendirme Merkezi’nin “Kemik Suyu ile İlgili Gerçekler” bölümü bilimsel olarak bize kemik suyunun nasıl bir sağlık etkisi olduğunu açıkça göstermiştir. Bu derlemeye göre maalesef inanılan gibi kemikleri güçlendirmemekte, cildi gerginleştirmemekte ve sindirimde kolaylık sağlayarak gaz ve şişkinliği geçirmemektedir denilmektedir.